19 Haziran 2008 Perşembe

Kaptanın seyir defteri 5 (İtalya)

Sevgili günlük yüksek müsadelerinle Milano'ya şuursuzca sövmek istiyorum. Sebebine gelecek olursak en baştan beri italyanlara kanım kaynamadı. En azından milanese olanlardan hoşlanmıyorum. Sebebine gelecek olursak bu şehir ülkenin 2. büyük şehri, endüstrisinin merkezi en eğitimli insanların bulunduğu, altyapısı mükemmel bir şehir olsa bile o kadar donuk ve renksiz bir yer ki neredeyse Torino kadar sıkıcı diyeceğim dilim varmıyor. (Torino mevzusuna 3 vakte değinmeyi umuyorum) Şehirde devlet daireleri saat 2 bilemedin 3 gibi kapanıyor. Açık olanlar ise öyle bir hızda çalışıyor ki kapalı mı açık mı anlamak pek mümkün değil yani Türkiye'yi çok aratmıyor devlet mevzuları konusunda. Hadi ben burada yaşamadığım için beni fazla germiyor ama özel sektörde devletten çok farklı değil. Her dükkan kafasına göre saatlerde açılıp kapanıyor. Bazen açılmıyor, bazen kapanmak bilmiyor... İnsanlarına gelecek olursak herkes sinir bozucu derecede kibar ve yardımsever insan taklidi yapıyor. Herkes ingilizce bildiğine dair büyük bir yanılgı içinde. Ama tüm bunların ötesinde sürekli takım elbise ve bunun kadın karşılıkları içinde geziniyorlar ki biraz değişik kıyafetli birisini görünce turist veya bölgede çok bulunan çekik gözlü veya diğer göçmen ırklardan olduğunu anlamak mümkün. Tabi ki Almanya kadar yaygın olmasa da metroda 6 tane birden görebilecek kadar çok türk mevcut. Hata girişkenlik konusunda beni kat be kat aşan arkadaşım Hakan Boz birlikte seyahatlere gidecek kadar türk tanımış durumda buradan kendisine selam ediyorum. Ama asıl küfür etme sebebim 1 mayıs metro çalışmaması idi en kısa sürede o konuyu da deşme ümidiyle geri geleceğim.